12 Mart 2012 Pazartesi

İlk Yaş, İlk Kutlama

Aslında önceleri sade bir kutlama düşünürken, o da olsun, bu da olsun diyerek günler, hatta haftalar öncesinden başladım hazırlanmaya. Malum, aile kalabalık olunca, bir de arkadaşlar eklenince evde tek bir kutlamayla işin içinden çıkamayacağımı anlayıp biri evde yakın akrabalarla, diğeri dışarıda bir parti evinde arkadaşlarla olmak üzere iki ayrı doğum günü kutlaması yapmaya karar verdim. İlk iş olarak kendime bir tema belirlemek istedim ve her şeyi pembe kelebeklerle süslemeye karar verdim. Bir tek pasta ve kurabiyelerimizi temanın dışına çıkarak, bir arkadaşımın da dediği gibi, ileriki yılları için bir sürü pasta şekli seçebileceğiz ama “1” yaş sadece bir kere yaşanacak düşüncesiyle “1” şeklinde yaptırmaya karar verdim. Ama üzerinde pembe kelebeklerimiz çoktan yerini almıştı.

İyi ki doğdun yazısını, pipet süslerimizi, irili ufaklı çubuklu süslerimizi istediğim tema doğrultusunda dışarıya yaptırdım benim evde uğraşacak pek fazla vaktim olmadığı için. Yine aynı yere minik kavanozlar yaptırdım üzerlerinde “idil 1 yaşında” stickerları yapıştırılmış. Tabi bir çoğumuzun vazgeçilmesi buzdolabı magnetleri de sevgili eniştem tarafından temam doğrultusunda hazırlanmış ve minik kızımın fotoğrafı ile süslenmiş bir şekilde baskıdan çoktan gelmişti bile. Canımın yarısı ablam önceden seçmiş olduğum fotoğraflarla slaytımızı hazırlamıştı beni çok derinden etkileyen bir şarkı eşliğinde. Ve tabi yine başka bir arkadaşım kocaman kelebekli süsler hazırlamıştı pembe beyaz duvarımıza asmak için. Birkaç çeşit dışarıdan sipariş edilen pasta, börek, birkaç çeşit evde yapılan salata ve tatlı çeşidi (kabul ediyorum akrabalardan da yardım aldık) ve canım arkadaşımın yaptığı, hemen herkesin tarifini istediği metrolu corn flakes tatlısı ile menümüz de hazırlanmıştı kolaylıkla.

Minik kızım elbisesinin içinde prenses gibi olmuştu sanki… Ve zaten annesine ilk yaş günü hediyesini birkaç gün önceden veren kızım paytak paytak elbisesiyle ortalıkta dolaşırken ben sadece oturup onu izlemek istiyordum. Evet hediye dedim, çünkü yaklaşık 1,5 ay önce başlayan ama bu süre içinde yürüme konusunda çok da yol kat edemeyen kızım, doğum günüe birkaç gün kala bir anda ordan oraya çok da sağlam adımlarla yürümeye başlamıştı. Aslında çok önemli değil belki ne zaman yürüdüğü, elbet hepsi vakti gelince yürüyecek ama nedense hep doğum gününde teyzesinin aldığı o çok güzel elbisesiyle bir oraya, bir buraya yürümesini istemiştim… Biliyorum, belki de elbisenin yürüyen çocukta çok daha güzel durduğunu düşündüğümdendir…

İleride canım kızıma güzel bir hatıra kalabilmesi için aldığım pembe anı defteri, o günümüzde bizi yalnız bırakmayan herkesin yüreğinden geçenleri kagıda dökebilmesi için masanın başında hazır bekliyordu...

Doğum günü saati, hem evde, hem de dışarıda, iki uyku arasına denk geldiği için huzursuz da olmamıştı. Keyfine diyecek yoktu… Aslında hiç bir şeyin farkında değildi, sadece şaşırtıcı bir kalabalık vardı. Bir de kucaktan kucağa dolaşıp seviliyordu sürekli, ve belki de en önemlisi buydu onun için.

Tabi dışarıdaki kutlamada, mekanda bir top havuzu vardı ve İdil ilk defa top havuzuna girdi. O kadar çok sevdi ki, hiç çıkmak istemedi. Bu kadarını ben bile beklemiyordum açıkçası. Sanırım artık oyun çağı da yavaş yavaş geliyordu.. Ne de olsa “O” artık 1 yaşında…


2 yorum:

Tarkanın Annesi dedi ki...

nice mutlu yaşgünleri görmeniz dileğiyle

Sen Gelince dedi ki...

Kuzummmm:))) Nice nice yaşlarını göreyim inşallah... Hayatın hep güzelliklerle dolup taşsın:)