27 Aralık 2011 Salı

Nazar mı dediniz?

Nazar boncuğuna olmasa da nazara inanmışımdır hep. İdil doğduğundan beri kızıma nazarımın fazlasıyla değdiğine de inanır oldum. Ne zaman bir şeyler iyiye gitse, ben çenemi tutamıyorum ve erteki gün o iyiye giden şey her ne ise yerle bir oluyor... Geçenlerde gayet kısa olan gündüz uykularının süresinin yavaş yavaş uzamaya başladığını farkettim ama sustum pek tabii yine nazar değdirmeyeyim diye. Bir kaç hafta boyunca gözlemledim, sonra gördüm ki bu durumun nazarlık bir yanı kalmadı. Hem uyku sürelerimiz uzamıştı, hem de uzayan süreler de bir rutine binmeye başlamıştı. Uzunca bir süredir böyle olduğu ve artık bozulacağına inanmadığım için anneme bu durumdan bahsettim, ağzımı açtığım anda nazar değdireceksin yine diye uyardı beni... Açmaz olaydım ağzımı! Benim sevgili kızım tam da o gün artık uzun uyumak istemediğine karar verdi!

Bu yazıyı niye mi yazdım? Bir önceki yazımı okumuşsunuzdur herhalde, hani şu şeytanın bacağını kırmamızla ilgili olanı, hani artık İdil'in az da olsa yemek yemeye başladığını anlatığım yazıyı. Ben o yazıyı yazdım ya, benim sevgili kızım her ne hikmetse tam da ertesi gün tekrar yemek yemek istemediğine karar verdi! Üstelik hiç birşey yemezken bile, sevdiği ve bitirdiği tek şeyi, yumurta sarısını bile yemez oldu!

Bir daha ağzımı açar mıyım bu ve benzeri konularda? Hiç sanmıyorum...

15 Aralık 2011 Perşembe

Şeytanın bacağını kırdık

Yaklaşık 3,5 ay önce başlayan ek gıda maceramız benim için her geçen gün daha da işin içinden çıkılmaz bir hal almaya başlamıştı. İdil’e hiçbir şey yedirememek hem anne sütünün artık tek başına yeterli olmayacağını düşünmemden kaynaklı acaba yeteri kadar beslenemiyor mu endişelerini beraberinde getiriyordu, hem de bütün o uğraşlarımın boşa çıkması sonucu ister istemez bende bir sinir bozukluğu yaşatıyordu.

Fark ettiniz mi bilmiyorum ama –di’li geçmiş zaman kullanıyorum çünkü sanırım biz artık şeytanın bacağını kırdık! Yaklaşık bir haftadır İdil yemek yemeye başladı. Belki hala çok iştahlı değil, hala tabağındakilerin yarısı kalıyor ama neredeyse her şeyi reddeden kızım artık az da olsa yemek yemeye başladı. Bu bile benim için bir muzice. Üstelik içimdeki o güzel ses, günden güne daha da iyiye gideceğini söylüyor. Birkaç gündür bu yazıyı yazmak istiyordum ama ne yalan söyleyeyim korkumdan yazamadım. Ne zaman kızımla ilgili olumlu giden bir şeyi dile getirsem ertesi gün bir anda tersine dönüyor. Umarım bugun bu satırları yazdığım için yarın hiçbir şey yemeyen İdil geri gelmez… Çünkü biz böyle çoooook mutluyuz

Darısı uykularımızın başına…

Bu arada minik kızım yemek yemeye başladı ya, üstteki iki dişi de çıktı daha iyi yiyebilsin diye