14 Mart 2012 Çarşamba

Tırtıl


Soğuk kış günlerinde bir yandan hastalığa davet çıkaran, bir yandan da kurtarıcımız olan alışveriş merkezlerinden birinde, tam da bir mağazaya girerken müzik eşliğinde dönen oyuncak tırtılı gören kucağımdaki İdil, bir yandan sevinç çığlıkları atarak, bir yandan da eliyle çenemi sert bir hareketle ittirerek, görmemi istediği şeye doğru çevirdi yüzümü. Tabi ben çoktan görmüştüm ama daha önce hiç böyle bir oyuncağa binmediği için, ve yaşının da çok müsait olmadığını düşündüğüm için çok da oralı olmayıp “aaaa, bak tırtıl” dedikten sonra mağazanın içine girdim. Çıkışta aynı hareketi tekrar yapınca acaba dedim ve beraber gittiğim arkadaşımla ve İdil’i ve kendinden 1 ay büyük olan arkadaşı Ata’yı tırtıla bindirmeye karar verdik. İyi ki de vermişiz böyle bir kararı... Çünkü İdil üzerinden kaç gün geçmesine rağmen cep telefonum ile çektiğim videoyu izlerken bile sevinç çığlıkları atıyor



Minik kuzum benim, sen ne zaman büyüdün, ne zaman oyuncaklara binme, onlarla eğlenme yaşına geldin ve daha da önemlisi, daha önce hiç binmemişken nasıl oldu da bu minik tırtıldan bu kadar keyif alacağını önceden kestirebildin ve bunu bana anlatıp seni ona bindirmemi sağladın? Yoksa bu 1 yaş mucizesi mi?

Hiç yorum yok: