13 Mart 2012 Salı

Son zamanlar

Artık her geçen gün yeni bir şey öğreniyor, öğrendikçe mutlu oluyor. Yeni bir şeyler yapmanın hazzı mükemmeldir sanırım onun için… Ama daha da güzeli onu bu şekilde görmek…

Artık burnunu, ayaklarını, ellerini, kulaklarını ve saçlarını gösteriyor, hatta baş ya da saç dediğimiz anda bile hemen elini kafasına götürüyor. Toka gördüğünde yine aynı şekilde eller hemen saça gidiyor. Tabi sadece göstermelik, yoksa hala toka falan taktırmıyor sacına çoğu zaman. Bir de göbüş nerde diye sorunca başlıyor göbeğine vurmaya hemen.

İlginç bir şekilde banyo küvetine karşı bir ilgisi var, sürekli içine girip oyun oynamak istiyor ki, bu da banyoda işim varken çok işime yarıyor. Yoksa ne açtığı dolaplarla, ne boşalttığı çamaşır sepetiyle baş edemiyorum. Bir de suya karşı ilgisi fazlalaştı ki, bu banyoyu bizim için daha keyifli hale getirdi. Banyoda içeri girer girmez ellerini ovuşturmaya başlıyor yıkayacakmış gibi, biz elimizi yıkarken hafifçe onun elini de yıkadığımızda mest oluyor.

Bu aralar en büyük keyfi, hemen evimizin önündeki boş arsada duran köpekleri ve kuşları izlemek. Köpekleri gördüğünde öyle bir “haf haff “diyor ki, adeta kendinden geçiyor. Tabi diğer hayvanlara da ilgisi çok büyük. Şimdilik hepsinin tek bir adı var, o da “haf haf”.  Kedi gösteriyorum ve bu ne kızım diyorum, “haf haff” diyor hemen, “hayır kızım bu kedi, kediler miyav der” diyorum, yüzüme anlamış gibi bakıp tekrar “haf haf” diyor. Penguenin resmine bile “haf haff” diyor benim minik kızım. Atları görünce de direk üzerindeymiş gibi olduğu yerde yaylanmaya başlıyor. Atların ismi bazen “haff”, bezen “attt”

Kelime dağarcığımız çok da farklı değil 1 ay öncesine göre aslında. “haf haf” bu aralar en sık kullandığımız kelime. Buna bir de inek anlamındaki “moooo” eklendi. Son olarak da hani burun dediğimde bir yandan burnunu gösterip bir yandan da “burrnnn” diyor.

Unutmadan yazmak istiyorum, hala ek gıdayla aramız iyi olmasa da İdil artık yoğurt yiyor, hem de bayıla bayıla yiyor… Bu da benim umudumu artırdı ek gıda konusunda açıkçası. Devamı gelir umarım…

 Artık çok daha dengeli yürüyor, hatta koşar adımlarla ilerliyor bazen ara sıra kayıp düşse de... Artık özgürlüğünü de ilan etti ya, hiç eyvallahı kalmadı, ordan oraya gidiyor kafasına göre, arkamda annem var mı, güvende miyim, bu oda karanlık mı... Hiç biri umurunda değil. Hele bir de yolundan edecek olursanız, vay sizin halinize...

Hiç yorum yok: