Aslında ilk denemesi 20 gün kadar önce olmuştu, biz Eskişehir’deyken. O kadar ani ve zamansız olmuştu ki, birkaç kere 2-3 saniyelik desteksiz ayakta durmasını saymazsak eğer, daha desteksiz duruyor bile denilemezdi. Nasıl oluğunu anlayamadan bir anda durduğu yerden bana iki adım atmıştı ama üçüncü adımda yere kapaklanmıştı. Sanırım çok korktu ve uzunca bir süre tekrar denemedi bile. Ben de çok üzerinde durmadım açıkçası üstüne gitmemek ve daha büyük bir korku yaratmamak için. Ta ki 3 gün öncesine kadar… Koltuğa sırtını yaslamış dururken bir baktım ki koltuktan ayrılmış ve tek başına ayakta duruyor. Üstelik o kadar uzun süre durdu ki, sanırım farkında bile değildi elindeki kumanda ile ilgilendiği için. Sonra tekrar bir yürüme denemesi yaptırmanın zamanı geldiğini düşünerek yarım metre ötesinde durdum ve kollarımı ona doğru açtım. Baktı, baktı, baktı ve gülerek bana doğru birkaç adım attı ve üzerime düştü sarılarak. Bu sefer farklıydı çünkü korkmadığını, aksine çok keyif aldığını hissettim ve defalarca aynı şeyi tekrarladık. Her seferinde büyük bir iş çıkarmış gibi gülüyordu, dahası benim de bundan ne kadar büyük mutluluk duyduğumun o kadar iyi farkındaydı ki, şımarık bir şekilde hem gülüp hem bana arılıyordu her üç beş adımın ardından…
Biliyorum, daha uzun bir yolumuz var dengeli, kesintisiz adımlar için ama bu bile her şeye değer… Binlerce kez teşekkür ediyorum beni annesi olarak seçen minik kahramanıma…